Aşiretler Arasındaki Mücadele ve Hamidiye Alayları

Author:

Year-Number: 2019-3
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Yakınçağ Osmanlı Tarihi
Number of pages: 84-94
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

1890’lı yıllarda teşkil edilmeye başlanan Hamidiye Alaylarından çok önemli faydalar beklenmekte idi. Her şeyden önce Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü devam ettirmesi konusunda destek olan İngiltere politika değişikliğine gitmiştir. Söz konusu değişiklik giderek artan dış müdahalelere ivme kazandırmış ve Osmanlı Devleti çok daha büyük sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Hem dış müdahalelerle mücadele etmek, hem de içerden emperyalist emellere alet olabilecek zararlı gelişmelere karşı alınan tedbirlerden birisi de ‘Hamidiye Alayları’nın teşkili olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bulunan aşiretleri bir düzene sokmak, önemli bir sayı teşkil eden nüfuslarından askeri amaçlı istifade etmek, bölgede asayiş ve düzeni sağlamak, aşiret ileri gelenlerinin çocuklarını İstanbul’da eğittikten sonra bölgede önemli hizmetlerde istihdam etmek, giderek artan dış müdahalelere karşı Kürtlerin Osmanlı bünyesi içinde devamını sağlamak, iç isyanlara karşı meyilli olan guruplara karşı caydırıcı bir güç oluşturmak vs. arzulanan hedefler arasında sayılabilir. Bu hedeflere nispeten ulaşılmakla birlikte aşiretler arasındaki çekişme Osmanlı Devleti için bazı sıkıntıları da beraberinde getirecektir.

Keywords

Abstract

Very important benefits were expected from the Hamidiye Regiments, which started to be established in the 1890s. First of all, the UK, which supported the continuation of the territorial integrity of the Ottoman Empire, changed its policy. This change accelerated the increasing foreign intervention and the Ottoman State had to deal with much bigger problems. One of the measures taken to combat external invasions and the harmful developments that may be instrumental to the imperialist ambitions has been the formation of the Hamidiye Regiments. The desired targets were to reorganize the tribes in Eastern and Southeastern Anatolia, to benefit from the population with a significant number of military purposes, to ensure public security and order in the region, to employ the children of the tribal elders in the region after education in Istanbul, to provide continuity within the body of the Ottoman Empire where the external interventions were increased, to create a deterrent force against groups that tend to internal rebellion and etc. Although these objectives were attained relatively, the conflict between the tribes would bring some difficulties for the Ottoman State.

Keywords