Barış içinde yaşamanın yolu, gerek tarihi iyi analiz etmekten, gerekse günümüzdeki sosyo-politik gelişmeleri bu olabildiğince başarılı tarihsel analiz üzerinden okuyabilmek ve çözümleyebilmekten geçmektedir. Zira geçmişten ders almayan milletlerin, bugünlerini ve yarınlarını sağlıklı düzenleyemedikleri aşikâr bir gerçektir. Bu nedenle, bir ülkenin birinci kuşak komşularıyla olan ilişkilerinde bu hususlara azami dikkat göstererek, milli menfaatlerine gelebilecek tehlikeleri büyümeden önlemesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda, Türkiye’nin 200 yıla yakındır komşusu olan Yunanistan ile olan ilişkilerini, Yunan’ın yayılmacı siyasası Megali İdea’nın öngördüğü önyargı, hissiyat, güvensizlik ve paranoya merkezli reaksiyoner bir Helenistik tutum esir almıştır. Bu anlamda, Türkiye, özellikle komşusu Yunanistan dolayısıyla gerçekten “talihsiz” bir ülkedir. Bunun esas sebebi, her açıdan değerli bir deniz olan Ege’nin iki kıyıdaşından biri olarak Türkiye’nin, bu denizde diğer ve yegâne komşusu Yunanistan’ın yayılmacı siyasaları nedeniyle sorunlar yaşamasıdır. Yunan siyasalarının ortaya çıkardığı bu sorunların temeline inebilmek için Yunan “Megali İdea-Büyük Ülkü” ideolojisini hatırlamak gerekir. Zira Türk-Yunan ilişkilerindeki uyuşmazlıkların sosyo-politik ve önyargılı-güvensiz temelinde Megali İdea ana ideolojik engel olarak yatmaktadır. “Bütün Helenleri kurtarmak ve Yunanistan ile birleştirmek politikası” olarak açıklanabilecek Megali İdea, Yunan iç ve dış politikasının canı, kalbi, ruhudur. Bu çalışmanın ana amacı, Türk-Yunan ilişkilerini Megali İdea’dan günümüze bu önyargı ve güvensizlik ekseninde irdelemek ve ikili ilişkileri zehirleyen bu olguları tarihsel-psikolojik bir analizden geçirmektir. Çalışma, ikincil verilere dayalı kalitatif bir araştırma olup, tümdengelim metodu uygulanarak, iki ülke ilişkilerinin psiko-sosyal ve sosyo-kültürel yapısal sökümü yapılacaktır.
Living in peace enables itself by analyzing the history very well and thus resolving and reading current socio-political developments via this as-much-as thriving historical analysis. Therewithal it is a crystal-clear fact that the nations who do not learn lessons from the past cannot guide their today and tomorrows properly. Therefore, it is a quite significant act for a state to prevent those threats and hazards while they are not escalated, by being utmost discreet regarding its relations with the first-belt neighbors. By this view, Turkey’s relations with Greece, a country that has been a neighbor to Turkey for nearly 200 years, have been under scrutiny of paranoia, prejudice, sentiment and mistrust stemming from a reactioner and irredentist Greek attitude in totally line with Megalo Idea. By this view, Turkey is really an unfortunate state due to her neigbour, Greece. The main reason behid that is that Turkey has many conflicts stemming from Greek ambitions and irredentist policies in a very valuable sea of Aegean. To realize why those Greek policies are so atrocious for Turkey will be made clear by remembering Greek Megalo Idea ideology. Thus, Megalo Idea lies as a main reason in the root of conflicting Greco-Turkish relations. It is the main spirit and heart of Greek ideology as being a robust belif in saving all Hellens and then reuniting ancient Hellas one again. The main aim of this study is to explore Greco-Turkish relations from Megalo Idea till present-times in the axis of this prejudice and mistrust and analyze these notions which poison bilateral relations with respect to historical-psychological aspects. This study will comprise a deductive approach by using qualitative research method resting upon secondary data sources; thus by the help of this methodology, a comprehensive deconstructive analysis of bilateral relations regarding psychological-social and socio-cultural aspects.