Damgalanma Algısı Ve Sapma Davranışı İlişkisinde Kişilik Özelliklerinin Düzenleyici Rolü

Author:

Year-Number: 2017-13
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Sosyal Bilimler (Davranış Yönetimi)
Number of pages: 357-369
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Stigma kavramı sosyolog Erving Goffman tarafından 1963 yılında “toplum tarafından itibarsız olarak görülen bir olguyla ilintili bireyin bu olgudan ötürü dışlanması” şeklinde ifade edilmektedir. Çalışma ortamında stigma, bireyin haklı ya da haksız olmasına bakılmaksızın çalışanın itibarını zedeler. Stigma; Türk yazınında yer alan araştırmalarda yaygın şekilde “damgalama” olarak ele alınmaktadır. İşyerinde damgalanmış kişiler kendilerini genellikle iş arkadaşları ve yöneticileri tarafından dışlanmış, aşağılanmış ve hafife alınmış hissederler. Dil, din, ırk, mezhep, siyasi görüş, cinsiyet, cinsel tercih, fiziksel ve sağlık konusundaki diğer engeller nedeniyle kendilerinin ötekileştirilerek haksızlığa uğradıklarını düşünürler. Damgalanma konusu olan durum; örgüt kültürüne uymayan, kontrol edilebileceği düşünülen ve ahlaki değer yargılarına aykırı görülen bir özellik ise bu organizasyonlarda kişiye yapılan damgalama sosyal olarak kabul görebilir. Bu şekilde ayrımcılığa maruz kalmış çalışanların organizasyon içerisinde sapma davranışı eğilimi göstermesi ve verimlilik karşıtı davranışlarda bulunması bireysel hedefler ile örgütsel hedefler arasındaki uyumu bozacaktır. Söz konusu çalışmada damgalanma algısı ile bireyin sapma davranışı arasındaki ilişkide etkili olabileceği düşünülen duygusal denge, dışa dönüklük, açıklık, uyumluluk ve sorumluluk gibi kişilik özelliklerinin etkisi incelenecektir. Damgalanma algısı yüksek olan çalışanların işyerinde sapma davranışı eğilimini daha yüksek düzeyde gösterecekleri ve bu süreçte kişilik özelliklerinin de önemli bir etkisinin olabileceği düşüncesinden hareketle örgütlerde verimliliği arttırabilmek ve olumsuz davranışları en düşük düzeye indirebilmek amacıyla organizasyonlara öneriler geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda alan araştırması beyaz yakalı çalışanlar üzerinde gerçekleştirilecektir. Araştırmada toplanan veriler SPSS 21 paket programı aracılığıyla uygun istatistiksel analiz metotları kullanılarak değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır.

Keywords

Abstract

Exclusion of an individual due to a phenomenon related with a feature of himself or herself which is disrespectable by a society is stated as stigma concept by sociologist Erving Goffman in 1963. Stigma in the workplace damages individual's reputation without considering employee is right or not. Stigma is usually called as “Damgalama” in Turkish related literature. In general, stigmatised people in the workplace feel like outsider, belittled, underrated by supervisors and colleaques. These people think that they are hard done and marginalised by others because of their differentness as language, tongue, religion, nation, sectarian, political opinion, gender, sexual preference, physical and medical barries. Stigmatization in the organization will be approved if the stigma situation is not adaptable with organizational culture and contrary to ethical value judgement. In this manner, individual and organisational affords will be endamaged with the opposed efficiency behaviours and job deviation tendency by who perceived discrimination exposed. The impact of characteristics features dimensions(extraversion, agreeableness, conscientiousness,emotional stability, openness to the experiencee-innovation) on the relation between stigma and deviation variables is studied in this article. It is planned to advise organisations the negative effects of stigmatisation over the employee behaviours. The Field study contains white collar workers. The data was collected for the research was analyzed by the proper statistical methods through SPSS 21.

Keywords