Vatandaşlık, birey ile devlet arasındaki hukuki bağı ifade etmektedir. Anayasalarda yer alan vatandaşlık tanımları, devletlerin sahip oldukları vatandaşlık anlayışlarını göstermesi bakımından önemlidir. Antik Yunan’dan itibaren vatandaşlık meselesinin tartışıldığını söylemek mümkündür ve önemli kırılma noktaları bu kavramın taşıdığı anlamın değişmesine yol açmıştır. Önemli bir kırılma noktası olan 1789 Fransız Devrimi’nden bugüne modern vatandaşlık anlayışında bir dönüşüm yaşanmış olduğu görülmektedir. Bu durumu kamusal alanda “eşit” ve “benzer”likler üzerine kurulu Rousseau’nun vatandaşlık anlayışından, Habermas’ın gündeme taşıdığı kamusal alandaki farklılıkları görünür kılmayı amaçlayan anayasal vatandaşlık anlayışına uzanan bir süreç olarak görebiliriz. Türkiye’de de bu yönde bir dönüşüm yaşanmakta olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı dünyada yaşanan kavramsal değişime paralel olarak Türkiye’de tarihsel süreçte vatandaşlık algısında yaşanan dönüşümü göstermektir. Bu noktada vatandaşlık kavramına ilişkin yapılan anayasal düzenlemeler ele alınacaktır. Osmanlı dönemindeki anayasal gelişmeler dikkate alınmakla birlikte çalışmada esas odak nokta Cumhuriyet Dönemi anayasaları olan 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları olacak ve anayasa çalışmaları çerçevesinde yapılan tartışmalar değerlendirilecektir.
Citizenship refers to a legal relation between the individual and the state. The definitions of citizenship that placed in constitutions are important in terms of showing the perception of citizenship of the states. It is possible to say that the issue of citizenship has been discussed from Ancient Greece and important break points have led to a change in the meaning of this concept. It is seen that from the French Revolution of 1789, which is an important breaking point, there has been a transformation in modern citizenship. It is likely to see this case as a process extending from a citizenship understanding of Rousseauean that is based upon "equality and similarity" to "constitutional citizenship understanding"came to the agenda by Habermas that aims to makes differences in public sphere visible. It is also seen that there is a transformation in Turkey in this direction. The aim of this study is to show the transformation in the historical process of citizenship in Turkey in parallel with the conceptual change in the world. In this regard, the concept of citizenship in relation to the Constitutional arrangements will be discussed. Considering the constitutional developments in the Ottoman period, the main focus of the study will be the Constitutions of 1924, 1961 and 1982, which are the Republican Constitutional Constitutions, and the discussions made within the framework of constitutional studies will be evaluated.