Örgütlerde meydana gelen yasa dışı veya etik dışı faaliyetlerin örgüt içindeki veya dışındaki ilgili mercilere bildirilmesi ihbarcılık olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda örgütlerde ihbarcılık konusuna ilginin arttığı görülmektedir. Çünkü ihbarcılık bireysel, örgütsel ve toplumsal sonuçları olan bir sürece işaret eder. Özellikle dışsal ihbarcılık sonucunda, örgütler itibar kaybına uğrayabilir ve maddi külfetlerle karşılaşabilir. Bu nedenle, son yıllarda örgütler tarafından içsel ihbar mekanizmaları oluşturulmaya başlanmıştır. İhbarcılık yaklaşımını etkileyen birçok unsurdan söz edilebilir. Bunların başında toplumsal kültür gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de toplumsal kültürün ihbarcılık üzerine etkilerini belirlemek ve değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’de toplumsal kültür, Hofstede’in Kültürel Boyutlar Teorisi bağlamında ele alınmaktadır. Çalışmada ayrıca, örgütlerde ihbarcılığın kurumsallaşmasının önündeki engeller, her bir boyut açısından tartışılmıştır. Hofstede’in sınıflandırmasına göre, Türkiye “düşük bireycilik yüksek toplulukçuluk”, “yüksek güç aralığı”, “yüksek belirsizlikten kaçınma” ve “orta düzeyde dişil” kültürel özelliklerin olduğu ülkelerden biridir. Her bir kültürel boyutun ihbarcılık üzerine etkisi olduğu ve Türkiye’deki toplumsal kültürün ihbarcılığı genellikle desteklemediği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak bireyleri ihbarcılığın olumsuz sonuçlarından korumaya yönelik gerekli yasal ve örgütsel önlemlerin alınması mevcut çekinceleri azaltabilir. Böylelikle toplumsal ve örgütsel düzeyde etkin ihbarcılık politikaları uygulama alanı bulabilir.
Notification to internal and external authorities of illegal or unethical activities that have taken place in organizations is defined as whistleblowing. In recent years, it seems that interest in the issue of whistleblowing has increased in organizations. Because act of whistleblowing point to a process that has individual, organizational and social consequences. Especially as a result of external whistleblowing, organizations may lose reputation and face financial burdens. For this reason, in recent years, internal notification mechanisms have been started to be established by organizations. There are many factors that can influence the approach of whistleblowing. The aim of this study is to determine and evaluate the impacts of social culture on whistleblowing in Turkey. Towards this end, social culture in Turkey is addressed in the context of Hofstede's Theory of Cultural Dimensions. Also in the study, the obstacles to the institutionalization of whistleblowing in organizations have been discussed in terms of each dimension. According to Hofstede's classification, Turkey is one of the countries where "low individualism, high collectivism", "high power range", "high uncertainty avoidance" and "medium feminine" cultural characteristics. It is concluded that, each cultural dimension has an impact on whistleblowing and social cultures in Turkey often do not support whistleblowing. However, taking legal and organizational measures to protect individuals from the negative consequences of whistleblowing can reduce existing drawbacks. Thus, effective whistleblowing policies can be found at the social and organizational level.